Tarayıcılar
Tarayıcılar, kısaca
ve kaba bir tabirle, basılı bir resmi, metni veya herhangi bir iki boyutlu
basılı medyayı, dijital ortama yani bilgisayara sayısal olarak kaydeden
cihazlardır. |
|
Tarayıcıların kullanım amacına,
hassasiyetine, profesyonelitesine göre çeşitleri vardır.
Yazının bu satırından
itibaren tarayıcı diye bahsedeceğim tip Masaüstü Tarayıcılar olacaktır, yanlış
anlaşılma olmasın. Evet gelelim bilgisayara bağlantı biçimlerine göre
sınıflandırmaya.
İsterseniz bir el kitabı hükmünde olması ve
her kesime hitap etmesi açısından kuruluma özen gösterilmesi gerekir.
SCSI
Tarayıcıların Kurulumu...
· Paketin içinden
tarayıcının kendisi, bağlantı kabloları, SCSI adaptörü (dikkat edin SCSI kartı
değil), kitapçığı ve disket ya da CD'si çıkacaktır.
· Birinci adım,
bilgisayarımızda SCSI kartı yoksa tarayıcımızla birlikte gelen SCSI adaptörünü
bilgisayarımıza takmamız gerekir. Bilgisayarımızı kapatır, bu SCSI adaptörünü
bilgisayarımızın anakartındaki boş bir slota takarız.
· İkinci olarak
bilgisayarı açmadan, bağlantıları kitapçıkta tarif edildiği gibi ya da hiç
kitapçığa bakmadan bir bulmaca çözüyor edasıyla ve merakla uygun gelebilecek
yerlere takarız. Ben hep böyle yaparım ama size tavsiye etmem. Siz yine de
kitapçığa bakın ve doğru olduğundan emin olup bağlantıları öyle yapın.
· Üçüncü adım gerekli
yazılımları yüklemek. Bilgisayarınızı açtığınızda (kartın durumuna göre)
Windows "yeni bir donanım buldum" diye zıplayabilir. Hiç
telaşlanmayın, kurulum CD'sini ya da disketini sürücüye yerleştirin ve
"ileri ya da next" tuşuna basın. Bu işlem SCSI adaptörünü
bilgisayarınıza tanıtır. Bundan sonra TWAIN sürücülerini ve tarayıcı programını
bilgisayarınıza kurmak için dördüncü adımı takip edelim.
· Dördüncü adım tarama
programını kurmak. Bunun için üreticinin tarif ettiği şekilde bir setup kurulum
programını çalıştırmanız gerekecektir. Bu bir setup.exe dosyası ya da install.exe
dosyası olabilir. Orasına biz karışmıyoruz. Bunu çalıştırıp programı kurmayı
tamamlayabilirsiniz.
Dikkat edilecek mevzular: SCSI cihazlarda
bir ID numarası olayı vardır. Bu olay sizin tarayıcınızın kaçıncı device
(cihaz) olduğunu belirler. Eğer SCSI adaptörü ile kullanacaksanız bu sorun
olmayacaktır, fabrika ayarlarını değiştirmeyin. Ama SCSI kartı ile
kullanacaksanız o zaman makinenize bağlı diğer cihazların (harddisk, cdrom,
vb.) ID numaralarını tespit edip, tarayıcınızın arkasındaki numaratörü boş ID
numarasına getirmeniz gerekir. Aksi halde bu numaralarda çakışma olursa
tarayıcınızı ve çakışan diğer cihazları kullanamazsınız. Bu işlemi de
tamamladığınızda tarayıcınız emrinize amade vaziyette hazır kıta karşınızda
duruyor olacak.
Paralel Port
Tarayıcıların Kurulumu...
· Bu tip tarayıcıların
kurulumu SCSI tarayıcılara göre nispeten daha kolaydır. Çünkü makinenizin içini
açıp bir kart takmanıza gerek kalmıyor. Paketin içinden muhtemelen bağlantı
kabloları, tarayıcının kendisi ve sürücüler çıkacaktır.
· Birinci adım, bağlantı
kablolarını yerlerine takmak. Güç kablosunu tarif etmeye gerek yok, diğer
kablonun bir ucunu tarayıcının uygun girişine diğer ucunu da bilgisayarınızın
paralel portuna bağlayın. Eğer yazıcınız varsa yazıcının kablosunu da
tarayıcının üzerindeki ikinci boş yuvaya yerleştirin.
· İkinci adım gerekli
yazılımları yüklemek. Üreticinin tarif ettiği gibi kurulum programını
çalıştırın. Bu işlem tarayıcı programını ve TWAIN sürücülerini bilgisayarınıza
yükleyecek ve kurulumu tamamlayacaktır.
USB tarayıcıların kurulumu...
· İşte en kolayı budur.
En kolayı derken aslında paralel port tarayıcılardan pek bir kolay yönü yok ama
işte öyle diyor herkes ya ben de öyle diyeyim dedim.
· Yapacağınız tek şey
uygun kabloları yerlerine takmak. Bu işlemi yaparken bilgisayarınızı
kapatmanıza gerek bile yok. Siz kabloları yerlerine taktığınızda Windows
"şu tarayıcıyı buldum" diye zıplayıp, "kurulum sürücülerini
CD-ROM'unuza yerleştirin" diye kibarca hitap edecektir. CD'ye sürücüye
yerleştirip "ileri ya da next" ile devam edin ve işlemin ne kadar
kısa sürede bittiğini izleyin. Hatta şüpheye düşüp "Aa, hepsi bu kadar mı,
kuruldu mu şimdi bu?" bile diyebilirsiniz. Bu kadar açık, net ve basit.
Tarayıcıların çalışma
prensibi hemen hemen aynıdır.
· İlk olarak ön tarama
yapılır. Bu tarayıcıların markalarına ve yazılımlarına göre değişiklik gösterse
de mantık hep aynıdır. Modele göre bu işlem prescan veya preview olarak
adlandırılabilir. Önce bu işlemi gerçekleştirmek gerekir. Bu öntarama işleminin
amacı yeterli bir ekran görüntüsü elde edip, gerçekten taranacak bölgenin
tespit edilip işaretlenebilmesi içindir.
· İkinci olarak ön tarama
ile ekrana gelen görüntüden işimize yarayacak bölümün işaretlenmesi gerekir.
Bunu tarayıcının markasına ve yazılımının kalitesine göre çeşitli şekillerde
yapmak mümkün olabilir. Dörtgen, dairesel, poligonal ve serbest el seçimi
şeklinde seçim yapmak mümkün olabilir.
· Sonraki adım, seçilen
bölgenin rotasyonunun belirlenmesidir. Yerleştirdiğiniz resmin tarayıcının
tarama yönünde düzgün olarak bulunması gerekmez, taradıktan sonra yönünü tarama
programı ile belirleyebilirsiniz. 90° sağa, sola veya 180° döndürülebilir,
hatta flip olarak adlandırılan resmin dikey veya yatay olarak ayna görüntüsünü
almak bile mümkün olabilir.
· Gelelim ince ayarlar
bölümüne. Bu bölümde, resmin ne tip renk formasyonunda olacağını, görüntünün
çözünürlüğünün ne kadar olacağını, resim normalden biraz fazla karanlıksa ışık
değerlerini ayarlamayı, parlaklığın ayarlanmasını bu bölümde yaparız. Merak
etmeyin ilerde bu konuya daha detaylı olarak değineceğim.
· Son olarak
destinasyonun, yani resmin tarandıktan sonra ne yapılacağını belirlemeye ve
asıl tarama işlemini başlatmaya geldi sıra. Bu bölümde resmin tarandıktan sonra
bir uygulamaya mı gönderileceğine yoksa disk üzerinde bir yere mi yazılacağına,
hangi resim formatında yazılacağına karar verilir.
|
Tarayıcılar ve tarama işlemi anlatılır da
OCR unutulur mu hiç? Elbette ki unutmadık ama assolist gibi bu işlemi en sona
sakladık. OCR aslında tarayıcının bir marifeti değil ama nedense ülkemizde
insanlar tarayıcı alırken, "Abi bu tarayıcı yazıları da karaktere
dönüştürüyo mu?" diye sormadan edemez. Aslında OCR olayı tamamen
karakteri resmin içinden tanıma olayı yani bir yazılım hadisesidir. Olaya
derinlemesine dalmayıp sadece işin tarama ile ilgili olan bölümüne
değineceğim. Bunun için şu noktalara dikkat edilmesi gerekmektedir. |
· Öncelikle tarayacağınız
yazının bulunduğu kağıdın buruşmamış, kirlenmemiş ve temiz olmasına dikkat
edin.
· OCR işlemini sadece
kitap karakterleri ile yapabilirsiniz, OCR programlarının el yazısını tanıma
özelliği yoktur.
· Tarama çözünürlüğünüz
en az 200dpi olmalıdır, ben 300dpi tavsiye ederim net sonuçlar elde edebilme
şansınız artar.
· Eğer kitaptan tarama
yapacaksanız kitabın üzerine bir ağırlık koyun ya da eliniz ile bastırın ki
kenarlardan ışık girip görüntünüzü karartıp sonucu kötü yönde etkilemesin.
· Taramayı yaptıktan ve
sayfaları bir yere kaydedin ve resim programınızla kontrast ve ışık ayarlarını
yaptıktan sonra recognize edin. Böyle yaparsanız OCR programının tahmin şansını
arttırmış olursunuz.
İşlem gayet basit. Kısaca tarif edelim. Bunu
yapmanın iki yöntemi var. Birincisi, OCR programını açıp, tarayıcıyı tanıtmak
ve SCAN AND READ komutuyla taramayı OCR programının içinden yapıp hemen
arkasından okuma (ya da tanıma) işlemini gerçekleştirme. İkincisi, önce resmi
tarayıp bir yere kaydetmek, resim işleme programıyla resim üzerinde birtakım
düzeltmeler yapmak ve OCR programını bunlardan sonra çalıştırıp OPEN AND READ
komutuyla sayfaları okutmaktır.
OCR İçin
Hangi Optik Karakter Tanıma Yazılımını Kullanmalıyız...
Caere OmniPage, Recognita, Textbridge, Read IRIS gibi birçok yazılım
tarayıcılar ile birlikte geldi. Bir zamanlar Türkçe karakter tanıma olayında da
tek Recognita vardı. Ayrıca kolay arabirimi de onu en başa yerleştiriyordu.
Eskiden yalnız yazı tarayabilen ve resimleri yazılardan ayıklayıp yalnızca
yazıları işleme programlarına atabilen karakter tanıma yazılımları vardı. Ancak
magazin sayfalarını veya sütunlar halinde olan ansiklopedi sayfalarını olduğu
gibi sütun ve paragraflarını bozmadan yazılı ortama aktarabilen tek bir yazılım
vardı. Hem pratik değildi hem de Türkçe karakterleri tanımıyordu. Bunların
içinde en az karakter tanıma hatası yapan ABBYY firmasinin FineReader
Professional 4.0 yazılımıdır.
OCR'da
Dikkat Edilecek Noktalar...
· Yazılımın Türkçe
desteklediğine emin olun.
· Özellikle Textbridge
gibi yazılımlarda yüklerken, Dil Paketi adı altındaki bölümde, Türkçe ve Türkçe
kod sayfası seçeneklerini yüklemeyi ve program ayarlarında da aktif hale
getirmeyi unutmayın.
· Tarama yazılımı önünüze
geldiğinde tarama tiplerinde "lineart" seçeneği ile en az 200 dpi
olmak üzere siyah beyaz taratın. 300 dpi ve üstü bence daha iyi sonuç verecektir.
Tararken yazılımdan taradığınız materyale ve
tarama amacına göre seçim yapmalısınız. Bu seçim sonucun kalitesini doğrudan
etkileyecektir.
· Düz baskı yazı harfli basit
logo gibi bir eleman tarama amacındaysanız. B/W Document veya B/W Lineart
seçeneği ile taramalısınız. Çünkü harf ve logo kenarlarının keskin hatlı olması
gereklidir. Aynı seçeneği Optik karakter tanıma programları ile de
kullanmalısınız.
· Siyah\beyaz ancak gri
tonlamalı bir eleman tarama niyetinde iseniz ve tonlamalar önemli ise
Siyah/Beyaz Fotoğraf harici materyaller için B/W halftone veya Grayshade
seçeneği ile taramalısınız.
· Siyah\Beyaz Fotoğraflar
için çoğu tarama yazılımlarına B\W Photo seçeneği konmuştur. Bu seçenekte
ayrıca, eğer tarayıcınız 10 bit Gri tonlama yeteneğine sahipse bu seçeneği
işaretlemeniz netliği arttıracaktır. Bazı yazılımlarda 10 bit, bazılarında ise
High Quality bu seçeneği aktif hale getirmektedir.
· Renkli fotoğraf için
genelde bildiğimiz 24 bit renk seçeneği mevcuttur ancak yazılım iyiyse tam renk
sayısı veya materyale göre renk seçeneği mevcuttur.
· Unutmamanız gereken,
300 dpi çoğu zaman yeterlidir ve size değerli olan bellek ve disk yeri
açısından külfet yaratmaz. Ancak daha profesyonelseniz ve bilgisayarınız
kuvvetliyse çözünürlüğe abanabilirsiniz.
· Renk doğruluğuna ,
tarama kalitesine. Testimiz özellikle bu konuda size referans olacaktır. Yok
1200 dpi, 48 bit; yok 556753 dpi, 98 bit... Hiçbirine kanmayın. Sıkı bir 600
dpi tarayıcının, dandik bir 1200 dpi tarayıcıdan kat kat daha üstün sonuç
verdiğini resimlerle kanıtlamam çok çok kolay.
· Her ayarı yapmanıza
izin veren bir tarama yazılımını barındırmasına. Ne yazık ki bazı markalar,
kullanıcı anlamıyor diye "Renkli Fotoğraf", "Siyah Beyaz
Yazı" gibi seçenekler koymuşlar. Bu tabii yeni başlayanlar için güzel de,
hani parlaklık ayarı. Ya ben daha yüksek çözünürlükte taramak istiyorsam? Ancak
aklı başında tarayıcılarda olayı ayırmışlar. Hem anlamayana hafif menüler, hem
anlayana itina ile mıncıklanabilir menüler koymuşlar.
· Sağlam, menteşesinden
uzayan bir kapağa sahip olmasına. Tarayıcılar ucuzladı ve bu seçeneği
portföyden çıkarmaya karar verdiler. Ancak ben dahil birçok kişinin o kapağı
tutan ince kulakların kırılması sonucunda her taramanın bir işkence haline
gelmesine seyirci kaldığı bir gerçek. Acaba bu tarayıcıların bir sarf malzemesi
haline gelmesi için düşünülen bir taktik mi ?
· Kullanım ve kurulum
kolaylığı. Tak ve dua et çalışsın (Plug and Pray) terimi eskiden özellikle
tarayıcılar için geçerliydi. Kaliteli tarayıcılar SCSI kullanırdı ve önce SCSI
kartı tanıtmanız gerekirdi. Sonra tarayıcıyı tecrübeli bir kullanıcı veya
şanslı bir insansanız tanıtırdınız. Hele bir de sürücüler sorunluysa. Ama artık
USB var.
· Türkçe destekleyen bir
optik karakter tanıma yazılımı paketten mutlaka çıkması gerekenlerden. Bu üst
kalitede bir yazılımsa içinden çıkan fotoğraf işleme yazılımları da önem
kazanıyor tabii